TwiLiqhT
[url=http://multioyun.forum.st/profile.forum?mode=registerGotHiz NeDr ¿ 112[/url]
TwiLiqhT
[url=http://multioyun.forum.st/profile.forum?mode=registerGotHiz NeDr ¿ 112[/url]
TwiLiqhT
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TwiLiqhT

VamPiRé
 
AnasayfaKapı*Latest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 GotHiz NeDr ¿

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
кяσηiк aşıк
ღ°•.♥.•°ღ £N $ÜP£R ÄÐMÍN ღ°•.
ღ°•.♥.•°ღ £N $ÜP£R ÄÐMÍN ღ°•.
кяσηiк aşıк


Mesaj Sayısı : 913
Kayıt tarihi : 03/08/09
Yaş : 31
Nerden : ßaKDııN YeRDn

GotHiz NeDr ¿ Empty
MesajKonu: GotHiz NeDr ¿   GotHiz NeDr ¿ EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 12:27 pm

Gothic Nedir ?

Gothic sözcüğü, herkeste genellikle güzel çağrışımlar uyandırır: katedraller, kiliseler, sivri kuleler, eski tarz bir
dekorasyon.Oysa, bu sözcüğü ilk kez kullanan Rönesans dönemi İtalyan sanatçıları için Gotik terimi oldukça değişik bir
anlam taşımış ve klâsik biçimlere karşı çıkan Kuzeyli barbarların, özellikle Cermen kökenli halkların kültürünü
simgeleyen bir sözcük olarak geçerlik bulmuştur.

Gotik sözcüğü ilk önceleri Rönesans olgusunun dışında kalan tüm barbar kültürü ifade etmek için kullanılmıştı. Ancak
sonradan, bu kültür daha iyi anlaşılıp, takdir edilmeye başlanınca daha dar bir anlamda, yalnızca mimari bir biçimi
belirtmek amacıyla kullanılır oldu. Daha yakın dönemlerde ise, halk dilindeki anlamıyla, tümüyle dinsel yapılarla,
özellikle katedraller ile bağdaştırılan bir terim haline geldi. "New English Dictionary" (Yeni İngilizce Sözlük) Gotik
sözcüğü için şu tanımı vermektedir:

"Batı Avrupa’da XII. yüz yıldan XVI. yüz yıla kadar yaygın olan mimari stil için kullanılan terim. Stilin temel özelliği
sivri kemerlerdir. Aynı zamanda mimari ayrıntılarda ve süslemede de uygulanmıştır".

Aslında bu tanım yeterince kesin değildir. Mimarlık tarihi uzmanlarından bir çoğu, Gotik stilin temel özelliğinin sivri
kemerler olduğunu kabul etmeyip, farklı kuramlar ileri sürebilirler. Ayrıca, Gotik stili yalnızca mimarlığa özgü olarak
kullanmak da pek doğru değildir. Zira Gotik yalnız yapılar için değil; mobilyalar, giysiler, süslemeler, hatta mutfak aletleri
ve davranış biçimleri için bile geçerli bir kavramdı. Ne var ki, günümüzde kilise yapılarının dışında Gotik stilden geriye
hemen hiç bir şey kalmamıştır.


Gotik ortaya çıkana dek Batı Avrupa’daki tüm yapı biçimlerinin temelini oluşturan "Romanesk" mimarlık oldukça basit
bir ilkeye bağlıydı ve özünü eski bazilika inşaatlarından almıştı. Bu ilke, dört duvar üzerine oturtulan düz bir çatıdan
ibaretti. Eğer çatı kubbeli ya da çıkıntılı olursa, yan ağırlıkları taşımaları için duvarların kalınlaştırılması gerekliydi. Bu
nedenle, geniş iç mekânlar gerektiren büyük yapılarda duvarlar fazlasıyla kalın yapılıyordu. Duvarların yeterince sağlam
olması için ise pencerelerin pek küçük olmaları gerekiyordu. Sonuç olarak, Romanesk yapılar bodur ve hantal
görünümlü, iç mekânları karanlık ve hüzünlü yapılardı.

Gotik mimarlar, iç mekânlarda yeterli genişliği sağlayan sivri ve yüksek kemerler kullanarak, Romanesk yapıların
uygunsuz koşullarından kurtulma çaresini bulmuşlardı. Üstelik kemerli payandalar kullanarak yan ağırlıkları
desteklemesini de biliyorlardı. Bu sayede, duvarların üzerindeki büyük yük azaltılmış oluyordu. Açılan büyük pencereler
ve kullanılan renkli camlar iç mekânların tatsız karanlığını ve hüznünü yok ediyordu. Zamanla, yapıyı oluşturan çeşitli
öğeler; kemerler, payandalar, sütunlar ve duvarlar, tıpkı bir makinenin gerekli parçaları gibi, bütün halinde uyumlu bir
sistem biçimine dönüştü. Yapının çeşitli öğelerini uyumlu bir biçimde örgütleyen bu bütüncül sistem Gotik stilin özünü
ve Romanesk stilden ayrılmasını sağlayan ana niteliğini oluşturdu. Kemerler, payandalar, sütunlar gibi teknik özellikler
stili belirlemede ikinci plana düştü.

Violet-le-Duc’ün ünlü Gotik tanımına göre; "tümüyle Romanesk stilden ayrı evrimleşmiş olan Gotik stilin ayırt edici
özelliği, yapının tüm karakter ve görkeminin titizlikle örgütlenmiş ve içtenlikle uygulanmış bir sisteme bağlı
olmasındadır".

Moore’un tanımlamasına göre; "Gotik mimari kısaca, payandalar ve ayaklar tarafından taşınan bağımsız bir kemerler ağı
ile bunların üzerine oturtulmuş bir çatının oluşturduğu bir yapı sistemidir. Yapının tüm dengesi, ağırlık ve karşı-ağırlıklar
sayesinde sağlanmıştır. Tüm sistem, mimari koşullara ve sanatsal formlara uygun, konularını doğadan alan yontularla
bezenmittir. Gotik, dinsel inanç ile esinlenmiş, ulusal ya da yöresel tutkularla uyarılmış laik zanaatkârların ürünü olan
yaygın bir kilise mimarisidir".

Moore, Gotik’in anahtarını payandalarda bulur. Diğer uzmanlar farklı kuramlar sunarlar. Porter’a göre temel nitelik
kemerli çatıdır. Phillips sivri kemerlerin tüm sistemin özü olduğunu ileri sürer. Gould için, en üstün değer taş çatılardadır.
Oysa Lethaby, Gotik stilin özünü bu tür teknik özelliklerden çok, yapının genel Orta Çağ karakterinde bulmaktadır.


Gotik Stili Kim Buldu ?

Gotik’in nerede ve ne zaman başladığı konusunda mimarlık tarihçileri arasında büyük görüş farklılıkları vardır. Gotik
stili yaratma onurunu kendi ülkelerine mal etmeyi arzulayan İngiliz yazarlar, ilk örneğin Durham’da 1100 yılları civarında
ortaya çıktığını ileri sürmektedirler. Oysa ayrıcasız olarak tüm Fransız yazarlar, Gotik’in başlangıcının Paris ve çevresinde
gerçekleştiğini savunmakta ve ilk Gotik anıtın, yapımına 1140 yılında başlanan Saint Denis Manastır Kilisesi olduğunu
söylemektedirler. Çağdaş yazarların büyük çoğunluğu Fransız kuramını kabul etme eğilimindedirler. Porter, yeni stilin
1063 yılında Paris’te başladığını ve doruk noktasına 1120 yılında Amiens nefi (orta sahını) ile ulaştığını belirtir.

"Roman and Medieval Art" (Roma ve Orta Çağ Sanatı) adlı kitabında Goodyear, Gotik stilin başlangıcı ve gelişmesi
hakkında şunları dile getirir: "Gotik’in "erken", "orta" ve "geç" dönemleri olduğu belirtilir. Oysa, bu dönemler arasında
kesin sınırların bulunmadığı bilinmelidir. Genel olarak XII. yüz yılda Gotik Fransa’da başlamıştır ve diğer ülkelerde XIII.
yüz yıl öncesinde bu stile rastlanmaz. XIII. ve XIV. yüz yıllar Gotik stilin yetkinliğe ulaştığı dönemlerdir. XV. yüz yılda
ise göreli olarak gerileme görülür. Hem Almanya ve hem de İngiltere’de Gotik XIII. yüz yılda ortaya çıkmıştır. Halbuki
İtalya, Gotik’i asla tümüyle kabullenmemiştir. İngiltere, Gotik stilde en yoğun yerel ve ulusal uygulamaların yapıldığı
ülkedir ve bu nedenle İngiltere’de Gotik’in ikinci el olarak, bir taklit biçiminde uygulandığı aşikârdır. Biçimsel güzellik
ve genel çekicilik açısından İngiliz katedralleri diğer tüm ülkeler ile yarışabilirler; ancak Gotik’in ortaya çıkıp gelişmesi
açısından öncelik Fransızlara ait olmuştur."

Acaba Gotik mimarlar bu yeni sanatın gizlerini nereden türetmişler?

Bu konuda da, çok sayıda farklı kuramlar mevcuttur ve pek aklı başında savların yanı sıra oldukça saçma olanlara da
rastlanabilir. Lascelles, mimarların sivri kemerleri Nuh’un Gemisinden öğrendiklerini ileri sürmüştür. Stukeley, yeni
yapı ilkelerinin Druid’lerin mağaralarını taklit etmeye çabalarken keşfedildiğini savunur. Ranking’e göre Gotik stil,
temelde Gnostik bir karakter taşımaktadır. Christopher Wren, Gotik’in Araplardan alındığını söylemiştir. Findel’e göre,
Gotik sanatı bulma onuru Cermen kökenli halklara aittir. Scott bu kurama katılmakta, ancak Fransa ve İngiltere’ye
yayılmasını "Comacine Ustaları"na bağlamaktadır. Lewis, bu denli açık ve kesin ilkelerin ancak tek bir kişi tarafından
oluşturulabileceğini düşünür ve Gotik sanatın keşfi onurunu Fransa kralı Şişman Louis’nin başbakanı Suger’e verir.
Pownall, Gotik’in ağaç oymacılığından türediğini belirtir.

Günümüz sanat tarihçilerinin genelde birleştikleri kuram, Gotik’in zamanla ve ustadan çırağa sözlü eğitim ile evrimleştiği,
kaçınılmaz olarak dönemin mimari ve toplumsal koşullarından etkilendiği biçimindedir. Bu kurama Gould da şu sözlerle
katılır: "Gotik, bir taklit ya da çalıntı değil, özgün bir stildir. Avrupa’nın çeşitli yörelerinde hemen hemen eşzamanlı olarak
belirmiş ve zamanla gelişmiştir

Katedraller, kiliseler, eski mezarlıklar ve eski tarz dekorasyonlar güzel çağrışımlar ve duygular vermiştir insan varlığına.

Romanesk dönemi Ortaçağ’ın son büyük aşaması olan “Gotik dönem” izlemiştir. 12. yüzyıl ortalarında başlayan Gotik sanat, Rönesans dönemine kadar sürmüştür.
Romanesk deyince akla manastır yapıları geliyordu, Gotik denildiğinde ilk akla gelen ise, sivri çatı ve kuleleriyle göğe doğru yükselen, dev boyutlu katedral yapılarıdır.
Gotik mimarlığın 1122’de Abbot Suger tarafından tasarımlanan, Paris yakınındaki St. Denis Manastır Kilisesi ile başladığı kabul edilir. Ama en yetkin klasik örnekler Fransa’nın Ile de France bölgesinde, yapımlarına 13. yüzyılda başlanan Laon, Chartes, Reims, Amiens ile Paris Notre-Dame Katedralleri’dir.

> Modern Gotik

Günümüzde modern gotik, daha çok bayanlarda fetiş (fetish) olarak görülmektedir.

Bu bayanlar herhangi bir nesneye karşı aşırı bağlanan istek ve arzular barındırır.
Genel olarak ayak, eller ve boyun kısımlarında görülür.
Daha çok siyah renk üzerine tercih edilmektedir.



Giyim

File çorap:
Bacak ve kol ısımlarında dantelli veya yırtık olması görülmektedir.

Ayakkabı:
Kalın topuklu deri bot modelleri tercih edilir.

Kıyafet:
Genellikle model'ler deri kıfayet olmasını tercih ederler.
Normal giyim olarak, siyah düz bir elbise tercih edilir.

Takı veya diğer:
Genel olarak bakıldığında kollarında saat olmadığı görülür.
25mm - 33mm arası sivri bileklik, işlemeli gümüş kolye veya yüzük modelleri kullanılır.
Makyaj'da pudra, makyajın vazgeçilmezidir. Teni matlaştırır, bütünlüğü sağlar.
Siyah boya kalemleri kullanılarak kaş üstüne ve göz altına şekiller yapılır.

> Neden Modern Gotik?

Duygusallık, Karamsarlık, Nefret ve bu gibi duygu ve düşüncelerden yola çıkarak;
Fetiş üzerine ilgisi olan fotoğraf sanatçıları, bayan modeller üzerinde erotizm sergilemektedir.

> Neden Herkes Gotik?

İnternet siteleri burada büyük bir rol oynamaktadır.

Vampirefreaks.com adlı internet sitesinin üyeleri daha çok amerika, kanada ve rusya ülkelerinde yaşamaktadır.
Kısaca sıklığı bayan olması büyük bir ilgi çekmektedir.
Bunun sebebi liseli kızların fetiş, vampire, goth görünümlü olup erotik bakışlı olması, site içinde resimlere oy verebilme özelliği gibi.
Üyelerin genel yaş ortalaması 13,14,16,19 olarak seyredilmektedir.

> Müzik

Gotik müzik azlıkla film müziklerinde kullanılmaktadır.
Keman destekli bayan soprano veya tenor, arka planda çalan çan sesi ise buna örnek olabilir.

Gothic metal gruplarının müzik ve lirik temalarında çoğunlukla duygusal, sevgi, karanlık gibi duygular bulunur.
Gothic Metal denildiğinde akla Paradise Lost, The Gathering, Theatre of Tragedy gelir. Bunun sebebi ise bu grupların ilk olmasıdır.

******* Psikolojik

Ailevi problemlerden yola çıkarak;
Yeterli olgunluğuna erişememiş 15-19 yaşındaki kız çocuklarında görülür.

1) Dış görünüşlerini değiştirerek cafe veya bar ortamlarında kendilerini bulurlar.
Bir süre sonra tanıştığı kişi veya kişilerle müzik bilgisi konusunda uyum sağlayamazlar.
Bu sebeble dışlanma söz konusu olur ve özenti adını alır.

2) İnternet ise daha çok sevilir. İlgi çekmek için webcam veya digital aracılığıyla mutsuz, melankoli veya bu tarz bakışlar sergilerler.
Kendi çektikleri resimlerini dağıtarak ilgi çekmeye çalışırlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://lovely.forumdizini.com
!!..éDwarD..!!
ღ°•.♥.•°ღ Süper Moderatör ღ°•.♥.
ღ°•.♥.•°ღ  Süper Moderatör ღ°•.♥.
!!..éDwarD..!!


Mesaj Sayısı : 493
Kayıt tarihi : 04/08/09
Nerden : GaLLiPoLii

GotHiz NeDr ¿ Empty
MesajKonu: Geri: GotHiz NeDr ¿   GotHiz NeDr ¿ EmptyPaz Ağus. 09, 2009 6:46 pm

vaay tşkler..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
GotHiz NeDr ¿
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TwiLiqhT :: Gothic Tarzı BöLümü :: Gothic Hakkında-
Buraya geçin: